Antalya’da Tünektepe Teleferik Tesisleri’nde 12 Nisan’da yaşanan, bir kişinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin yaralandığı kazaya ilişkin davanın duruşması bugün görüldü. Antalya Büyükşehir Belediyesi şirketi ANET’in eski Genel Müdürü ve Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün de aralarında bulunduğu sanıkların yargılandığı duruşma, Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geniş güvenlik önlemleri altında yapıldı. Sanıkların “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” ve “trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma” suçlarından 27’şer yıla kadar hapis cezası talep edildi.
CHP’li Kocagöz ve sanıkların bulunduğu duruşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, CHP Antalya milletvekilleri Sururi Çorabatır, Cavit Arı, Aliye Coşar, CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, ilçe belediye başkanları, CHP Antalya il ve ilçe örgütleri ve çok sayıda katılımcı da izledi.
Gazete Duvar’dan Ceren Deniz’in haberine göre, Mesut Kocagöz’e tahliye kararı ve yurtdışına çıkış yasağı verildi. Diğer 11 sanığın tutuklu yargılanmasına karar verildi.
Savunmalar ve müşteki beyanları alındı
12 sanıklı teleferik davasında, 60 kişilik duruşma salonu dolması üzerine salona giriş çıkışlar durduruldu. Polis, duruşma salonuna giriş çıkışları kontrol ederken, adliye bahçesinde terörle mücadele ve çevik kuvvet ekipleri görev yaptı. Antalya Adliyesi önünde ise trafik ekipleri devriye bekledi. Davanın ilk duruşmasında savunmalar ve müşteki beyanları alındı. Yazılı müşteki beyanların ardından sanık savunmaları alındı.
Samsunlu: Olayı Mesut Kocagöz haber verdi
Duruşmada ilk ifadeyi veren Ahmet Buğra Samsunlu suçlamaları kabul etmedi. Samsunlu ifadesinde, 2020’da teleferik tesisi ANAT A.Ş.’de genel müdür yardımcısı olduğunu ve olay tarihinde de genel müdür vekilliği yaptığını belirterek “Teleferik tesisinin binlerce parçası ve aksamı var. Tesiste günlük, haftalık, aylık, 3 aylık ve yıllık bakımlar yapılıyordu. Tesisin çalıştırılması ve bakımı için Mega Tower şirketiyle anlaşma yapılmıştı. Ben olay tarihinde Kepez’deki ANET Genel Müdürlüğü’ndeydim. Bana olayı Mesut Kocagöz bildirdi. Kriz masası kuruldu. Gece boyu çalıştık. Olaydan sonra 3 gün uykusuz kaldım” dedi.
‘156 kalemden 19’unun yapıldığı’ iddiasına itiraz
Mahkeme başkanının bakım süresinin neden kısaltıldığına ilişkin sorusu üzere söz alan müşteki avukatı, “Suçlamaları kabul etmiyoruz. Bakımlar sırasında 156 kalemden 19’unun yapıldığına ilişkin iddialara da ön bilirkişi raporuna da itiraz ediyoruz. Sürekli bakım yapılmasa teleferik sürekli arıza verirdi. 156’dan 19 kaleminin gerçekleştirildiğini iddia eden bakımdan sorumlu firmadır” diye konuştu.
3 aylık bakım 14 gün sürdü
Duruşmada söz alan ikinci sanık Özgür Ermiş, “Teleferiğin bakım işlerinde çalışıyordum. Bakımları tamamen yaptığımıza inanıyorum. 3 aylık bakım 14 gün sürdü. Bize üstlerimiz 14 günde bitecek dediler. Serkan Yellice ile Okan Erol bize bu talimatı verdi” ifadelerini kullandı. Ermiş’in ardından söz alan avukatı, sanığın beraatini istedi.
Suçum ve sorumluluğum yok
Üçüncü sanık Edip Kemal Bahadır ise savunmasında şu ifadeleri kullandı: “Ben emekli polis müdürüyüm. Olay tarihinde ANET A.Ş. Yönetim Kurulu’nda başkanvekiliydim. Eski ifadelerimi tekrar ediyorum. Suçum ve sorumluluğum yok.”
İddianame özensiz hazırlanmış
Bahadır’ın söz alan avukatı, “Müvekkilimin sağlık mazereti var. İddianamede benim müvekkilimden genel müdür diye bahsedilmiş. Bu doğru değil. İddianame özensiz hazırlanmış. Müvekkilim suçsuzdur” dedi.
Antalya Adliyesi 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada hakim karşısına çıkan eski ANET A.Ş. Genel Müdürü ve Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Teleferiğin bakımını yapan şirket, Uludağ, Davraz gibi teleferik işletmelerinin bakımını da yapıyor. İhmaller zinciri iddiası doğru değil” dedi.
Kocagöz: Geçmişe dönük suçlamaları kabul etmiyorum
Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıklar, müştekiler ve taraf avukatlarının katıldığı duruşmada savunmasını yapan CHP’li Mesut Kocagöz, konuşmasına teleferik kazasında vefat eden Memiş Enes Gümüş’e rahmet, yakınlarına sabır dileyerek başladı.
İfadesinde 28 Kasım 2023’te ANET A.Ş.’deki genel müdürlük görevinden istifa ettiğini belirten Kocagöz, olaydan 4 ay 17 gün önce istifa ettiğini, yeni genel müdür ve yönetim kurulu başkanı seçildiğini belirterek “Bu süreçte teleferiğin bakımı da yapılmış. 28 Kasım’da istifa edip başkanlığa aday olduktan sonra ben seçim çalışmalarından dolayı evime bile gitmedim. Nisan ayından beri tutukluyum. 35 yıllık devlet memurluğu geçmişim var, bunun 25 yılı yöneticilik. Geçmişe dönük suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
İhmaller zinciri iddiası doğru değil
İddianamede yeterliliği olmayan çalışan kadrosu iddialarına konu olan Mega Tower şirketiyle ilgili konuşan Kocagöz, “Bu şirket, Uludağ, Davraz gibi teleferik işletmelerinin bakımını da yapıyor. Ben mühendis değilim. İşi işin ehline vermek görevimiz. Bu firma, sertifikalı bir firma. Kazanın olduğu direkteki cıvataların eski olduğuna dair iddialar doğru değil” dedi. Teleferik hattının direklerinin 3 haftada bir kontrol edildiğini ve edilmesi gerektiğini söyleyen Kocagöz,” Hizmet alımında ihmaller zinciri olduğu da doğru değil. Değişen parçaların, yapılan işlerin, alınan cihazların fotoğrafı çekilir, dosyalara eklenir ve hak ediş buna göre hesaplanırdı” diye konuştu.
Bu konuda Yargıtay kararları var
Kocagöz’ün Avukatı Süleyman Çalıkuşu ise müvekkilini şu sözlerle savundu: “Müvekkilim 2023 Kasım’daki istifası kabul edilmiş, SGK çıkışını yapmış, bünyesinde 12 şirket olan ANET A.Ş. de ehil kişilere gerekli yetki devrini yapmıştır. Savcılık, hukuk tanımazlık yaparak olaydan 137 gün önce istifa eden müvekkilim hakkında da suçlamada bulunmuştur. İstifadan 4 ay 17 gün sonra olan kazayla ilgili ‘korozyon’ iddiası doğru değil. 137 gün boyunca günlük, haftalık, aylık ve yıllık bakımlar yapılmış. Yetki devrinin yapılmış olmasına rağmen kamu davasının açılması doğru değildir. Bu konuda yargıtay kararları da var.”
Bakımlar 14 gün değil 2 ay sürdü
Mega Tower Yönetim Kurulu Başkanı olarak kendisini tanıtan Serdar Tezcan da suçlamaları kabul etmediğini belirterek “Türkiye’de bir numarayız. Biz teknik eğitimleri kendi bünyemizde veriyoruz. Tespit ettiğimiz 156 kalemlik bakım listesini Buğra Samsunlu’ya aralık ayında gönderdik. Bize 19 kalem için ocak ayında onay geldi. 19 kalemi bana Buğra bey gönderdi. Bakımlar 14 gün değil 2 ay sürdü. Sözleşmemiz 2 aydı. Bir buçuk ay malzeme temini için geçti” diyerek süreci anlattı.
Olay yeri inceleme üstünkörü yapıldı
Şirketin sahibinin avukatı Hasan Uğur, kazadan sonra olay yeri incelemesinin üstünkörü yapıldığını savunarak, “Firma, sertifikası olan bir firma. Müvekkilim 2023’te ANET’e 156 işle ilgili listeyi gönderdi. Listenin tamamına olur verilmediği için 19 kalemin bakımları yapıldı. Müvekkilimin bu konuda bir sorumluluğu ya da kusuru yoktur” dedi.
Alelacele rapor hazırlanmış
Avukat Uğur, Ticaret Bakanlığı’nın geçen yıl denetim yaparak onay verdiğini ve bilirkişilerin uzman olmadığı için alel acele rapor hazırlandığını söyledi. İddianamenin de söz konusu hatalı rapora göre hazırlandığını belirten Uğur, Bilirkişiler eksik ve hatalı raporlama yapmış. Şirket bünyesinde çalışanların tamamının teleferikte uzman olması gerekmiyor. Yardımcı personelin uzman olması gerekmiyor” dedi.
Hatanın insandan mı makineden mi kaynaklandığının sorulmasını talep eden Uğur, “Anadolu Teleferik malzeme temin eden şirkettir. Bakımı yapan Mega Tower. Anadolu Teleferik ve Mega Tower kadar sertifikası olan kuruluş da yok. Ticaret Bakanlığı’na teleferik alanında şerefiye olan şirket var mı diye sorulmasını talep ediyoruz. Burada insan hatası mı var, makine hatası mı ortaya konulması gerekir. Burada benim müvekkilim şirket sahibidir. Yetkiyi, sorumluluğu işin ehli kişilere vermiştir. Kendisi sorumlu değildir. Sorumluların belirlenmesini talep ediyoruz” dedi.
Yellice: ‘Yangın var’ diye ihbar geldi
Teleferik kazasında hayatını kaybeden Memiş Enes Gümüş’ün ailesinin şikayetini çekmediği tek sanık olarak mahkemede savunma yapan Serkan Yellice’nin elektrikli pano operatörü olduğu ve daha önce hükmün açıklanması geri bırakılan bir sabıkasının olduğu belirtildi. Kasten yaralamadan sabıkalı olduğu ifade edildi. Savunmasında olay günü “yangın var” diye ihbar geldiğini iddia eden Yellice, “İhbar bana yapılmadı. Bana Okan söyledi. Ekranda arıza yoktu. O ihbar üzerine teleferiği durdurdum. Suphi Kaplan’a sistemi kontrol et dedim. Arıza olmadığını söyledi. Geçen yıllarda yangın olmuştu. Aklıma o geldi. Biz böyle durumda sistemi kapatır, sorun yoksa tekrar çalıştırırız. Çünkü bazen asılsız ihbarlar geliyor. Teleferiği tekrar çalıştırınca arıza oldu. Resetleme yaptım, ona rağmen arızalar silinmedi. Kazadan önce Suphi’nin beni arayıp aramadığını hatırlamıyorum” diye savundu. Yellice, “sistemi durdurma” diyenin Ahmet Buğra Samsunlu ve Serdar Tezcanlı’nın babası Reşit Tezcanlı olduğunu ileri sürdü.
Düşük tork uyarısını 2-3 saat aralıkla birkaç kez gördüm
Suphi Kaplan ise savunmasında suçlamaları kabul etmediğini belirterek, “Ağır bakım 156 kalemden 19 kaleme düşürüldü. 14 günde bakım tamamlandı. Ben otomasyon sorumlusu değilim. Orada ben Serkan Yellice’nin emrinde çalışıyordum. Düşük tork uyarısını o gün 2-3 saat aralıkla birkaç kez gördüm. Serkan Yellice’ye bildirdim. ‘Düşük tork uyarısı’ sistem resetlenince siliniyor. Ben olay günü sistemi resetledim. Restelediğimi Serkan ekrandan görüyordu. Ben Serkan Yellice’nın talimatına göre hareket ederek, resetlemeyi yaptım” dedi.
Görüntü kayıtları incelendi
Duruşmada kaza günü olaydan önce otomasyon odasında kaydedilen güvenlik kamerasındaki görüntülerin monitör incelemesi de yapıldı. Suphi Kaplan, video kayıtlarındaki mavi tişörtlü kişinin kendisi olduğunu belirterek, “O esnada ne yaptığımı hatırlamıyorum” dedi. Serkan Yellice ise monitörle ilgili bilgi verirken, “Suphi’nin bastığı buton resetleme düğmesidir” dedi.
156 kalemin 19’a düşmesine ben karar vermedim
Sanık olarak dinlenen Okan Erol, “Makine mühendisiyim. İhbar gelince Serkan Bey’e bildirdim. Benim tesise müdahale etme yetkim yok. Tesis durduktan sonra çalıştırdığında sistem arıza verdi. 156 kalemin 19’a düşmesine ben karar vermedim. Otomasyon sistemi düşük tork uyarısı verdiğinde bunu ekrandan Suphi Kaplan görür. Bu durumda otomasyon sorumlusu Serkan Yellice’ye bildirmesi gerekir” dedi.
Okan Erol’un avukatı da duruşmada, “Sorumluluk Mega Tower şirketine aittir. Yetkisi olmayan kişileri işe alan da Ikan Erol değildir” dedi.
‘Sucu olarak işe girdim’
Duruşmada ifade veren sanık Hüseyin Ay, asıl mesleğinin sıhhi tesisatçılık olduğunu belirterek, “Ben sucu olarak işe girdim. Teleferik bakımı yapmıyordum” diye bilgi verdi.
Aziz Azizoğlu isimli sanık ise “Ben sucuyum. Sadece teleferik şirketi üzerinden çalışmaktayım. Olayla alakam yok” diye savunmasını yaptı.
Bazı aileler şikayetlerinden vazgeçti
Duruşmada, 15 yaşındaki Elif Özcan şikayetçi olmadığını söyledi. Özcan’ın babası müşteki Ahmet Özcan da verdiği ifadede, “Şikayetçi değiliz. Kızım yaralanmadı” dedi. Parçalanan kabindeki müştekilerin avukatları, “Suçu birbirlerine atmaya çalışıyorlar” diyerek şikayetçi olduklarını söyledi. 7 yaşındaki Fatma Karık, “Çok korktum, şikayetçiyim” diye konuştu.
Müşteki Abdullah Karık, “Olayda yaralanmadık ama biri 3 diğeri 6 yaşındaki çocuklarımla 23 saat havada kaldık. Şikayetçiyim” dedi.
Müşteki Soner Yalçın da “Olay dönüş yolunda gerçekleşti. Eşim ve 2 çocuğumla havada asılı kaldıktan 8 saat sonra kurtarıldık” diye konuştu. Müşteki Havva Yalçın ise “Direkten kıvılcım geldi. Sonra karardı. Şikayetçi değilim” dedi.
Hakkında tahliye kararı verilen CHP’li Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, duruşmadan sonra nakledildiği Antalya L Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi. Kocagöz, seçildikten sonra başkanlık koltuğuna iki hafta oturduğu Kepez Belediyesi’nin önünde saat 20.00’de bir konuşma yapacak.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Kocagöz’ün teleferik davasının ilk duruşmasında tahliyesini, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla kutladı:
“Kepez Mesut Başkanı, Mesut Kepez’i çok özledi. Konyaaltı Tünektepe Teleferik Tesisleri’nde yaşanan üzücü olayın ardından tutuklanarak 59 gündür cezaevinde; ailesinden, sevdiklerinden ve hizmet etmekten onur duyduğu Kepez halkından uzak tutulan Mesut Kocagöz kardeşimiz adaletin tecelli etmesiyle birlikte özgürlüğüne kavuştu. Mesut kardeşime geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Dün olduğu gibi bundan sonra da Antalya’ya ve Kepez’e hizmet etmek için birlikte yol yürümeye devam edeceğiz.”